Türkiye güneş enerjisi sektöründe gündemin önemli başlıklarından biri: 10 senesini dolduran lisanssız güneş enerji santrallerine ne olacak? Bu konuda lisanssız bir güneş enerji santrali sahibi olan Yusuf Bahadır Turhan’ın güncel görüşlerini SolarGazete okuyucuları ile paylaşıyoruz.
“İşletmedeki 10 yıllarının ardından 2019 Mayıs öncesi bağlantı görüşü almış lisanssız GES’lere ne oluyor özetlemek isterim, mesela bizim de YBT Enerji olarak Antalya Korkuteli’ndeki 2 MW’lık lisanssız projemiz var. YEKDEM süresi önümüzdeki Ağustos başında dolacak.
Bu süre dolduktan sonra, tüketim fazlası üretim artık tüketim noktasının dahil olduğu abone grubunun (ki bizim durumumuz da kamu ve özel hizmetler, eski ticarethane tarifesi) tek terimli aktif enerji bedelinden (gün itibariyle 326,9 krş/kWh) alınacak. Ancak, bu üretimin olduğu saatteki PTF (günöncesi oluşan piyasa takas fiyatı), bu aktif enerji bedelinden düşük ise, bu sefer PTF’den alınacak. PTF’de saatlik 340 krş/kWh tavan olduğunu, GES’lerin ürettiği saatlerde azami 250 krş/kWh gibi fiyatlar oluştuğunun altını çizmek isterim. Hatta Pazar günleri öğle saatlerinde bu fiyatlar sıfıra kadar düşebiliyor. Kritik olan nokta, bu üretim için bir de 157,6 krş/kWh de dağıtım bedeli ödeniyor olması. Yani aslında PTF’nin 157,6 krş/kWh’ten düşük olduğu saatlerde üretim yaptığınızda, pratikte şebekeye verdiğiniz elektriğin üzerine bir de para ödüyor duruma düşülüyor.
Dağıtım bedeli düştükten sonra, senede 2050 MWh/MWe üreten bizim tesisimiz, çalıştığı saatlerin yaklaşık 3’te birinde dağıtım bedelinden düşük PTF oluştuğunu varsaysak ve santrali kapatsak, çalışabildiğimiz saatlerde de ağırlıklı ortalamada 200 krş/kWh’ten elektriğimizi satabilsek, elde edilecek gelir (2050/3*2) * (200-157,6)*10 = 580bin TL/yıl/MWe bir gelir elde edecek. Santral 2 MWe olduğundan bu sayı bizim durumumuzda 2 ile çarpılacak ama genel durumu yansıtması için ben MW başı bir hesaplama yaptım ki diğer yatırımcılar da kendi durumlarını az çok hesaplayabilsin. Bu gelir ile santralin tüm işletme ve bakım giderleri ile sigorta giderleri karşılanmalı.. Bu geliri elde edebilmek için bazı yapılacakları da yorumlara bırakıyorum, isteyen inceleyebilir.
En iyisi aslında ilk günden beri aklımda olduğu gibi santralin saatlik bazda tüketimi ile örtüşen ve aynı dağıtım bölgesindeki bir tüketiciye tüketimini saatlik mahsuplamak üzere satılması. Bu yatırımlara başlarken elbette tüketim fazlası elektriğin 10 yılın ardından satılmaya devam edilmesi ya da bunlara lisans verilmesi gibi bir sözü yoktu devletin. O yüzden ona bu paylaşımda bir şey demeyeceğim. Zaten tepkim hep o ilk 10 yıldaki durumun sürekli üreticiler aleyhine değiştirilmesi (dağıtım bedelinin USD cinsi yaklaşık 20 katına çıkarılması vb.) ve hiç hesapta olmayan toleranssız uygulamaların getirilmesi (mesela güç aşımı vb.) oldu.
Alınabilecek tedbirler şu şekilde:
1- Altyükleniciler marifetiyle iş verilen 4 personel ile yollarımızın ayrılması gerekiyor. Nitekim asgari ücretli bir personelin bile senelik maliyeti işveren için 450bin TL civarında.
2- Ciroyu düşürmemek için dağıtım bedelinin PTF’den yüksek olduğu saatlerde santrali kapatıp diğer saatlerde yeniden açmamız gerekir. Santralde personel de bulunmayacağından bunu uzaktan yapma kaabiliyetinin olması lazım.
3- Santralde oluşabilecek herhangi bir arızaya karşı belki civar santraller ile işbirliği içinde olunup ortak bir ekip oluşturulmalı. Ancak eskiden ufak tefek arızalarda hemen müdahele edilebilirken, artık enerji bedeli o kadar da yüksek olmadığından bir süre kayba göz yumulacak.
4- Artık santralde bekçi de bulunmadığından sigorta primleri iyice yükselecek ve muhtemelen çok kapsamsız bir sigorta ile sigorta maliyetleri de düşürülmek zorunda kalacak ancak santral hırsızlık ve diğer risklere karşı iyice açık hale gelecek.
Ülke için baktığımızda bu santrallerde çalışanların işsiz kalması sonucu artacak işsizlik ve işletmelerinin eskisi kadar özenli yapılmamasından kaynaklı kayıp ucuz elektrik bu tarz işletmenin sonucu olacak.”