Avrupa Birliği’nin Temiz Sanayi Anlaşması, sanayinin elektrikle çalışmasını sağlamak için kritik bir adım atıyor. Draghi raporuna göre, bu dönüşüm, Avrupa’nın küresel rekabet gücünü artırmada önemli bir rol oynayacak. Elektrifikasyon, sanayinin sürdürülebilirliğini sağlarken, aynı zamanda ekonomik büyümeye de katkı sunacak.
Bugün AB’de sanayi tarafından tüketilen enerjinin %31’i zaten elektrikle sağlanıyor. Bu oran, mevcut teknolojilerle daha da artırılabilir. Örneğin, çelik üretiminde kullanılan elektrik ark ocakları ve kağıt, gıda ve içecek sektörlerinde uygulanan endüstriyel ısı pompaları, düşük sıcaklıklardaki proses ısısı ile çalışan endüstriler için büyük fırsatlar sunuyor. Bu sektörlerdeki süreçlerin elektrikle çalışması, sanayinin verimliliğini artırmak için önemli bir adım olacak.
Ayrıca, sanayinin %43’ü mevcut teknolojilerle elektriklendirilebilir. Bununla birlikte, 2030 yılına kadar %14’lük kısmın elektrifikasyonu mümkün gözüküyor ve 2035’e kadar ise bu oran %5 daha artırılabilir. Geriye kalan yalnızca %7’lik bölümün elektrikle çalışmasını sağlamak için yenilenebilir hidrojen gibi alternatif enerji kaynaklarına ihtiyaç duyuluyor.
Bu dönüşüm sürecinin başarılı olabilmesi için kamu finansmanının sağlanması büyük önem taşıyor. Temiz Sanayi Anlaşması, sanayinin elektriklenmesi için gerekli destekleri sunacak ve bu süreçte büyük getiriler elde edilmesine olanak tanıyacak. Düşük proses ısısı ile çalışan sektörlere odaklanarak, Avrupa sanayisi hızlı bir şekilde büyük değişimler gerçekleştirebilir ve rekabet gücünü artırabilir.
Sonuç olarak, Avrupa’nın sanayi dönüşümü, sadece çevresel sürdürülebilirlik için değil, aynı zamanda ekonomik büyüme için de kritik bir fırsat sunuyor. Elektrifikasyon, Avrupa’nın sanayisini geleceğe taşıyacak önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönüşümdeki başarı, hem çevresel hedeflere ulaşmayı hem de sanayinin rekabet gücünü artırmayı sağlayacak