Alman Mühendisler Birliği (VDI) Enerji Uzmanı Harald Bradke’ye göre, Avrupa ve Almanya, yenilenebilir enerjiye öncelik veren ve nükleeri yalnızca tamamlayıcı bir araç olarak gören stratejilerine bağlı kalmalı.
📊 IEA’nın 2024 Dünya Enerji Görünümü Raporu’na göre:
✅ AB’de nükleer enerji üretimi 2010’da 854 TWh’ten, 2023’te 616 TWh’ye gerileyerek toplam elektrik üretimindeki payını %29’dan %23’e düşürdü.
✅ 2050’ye kadar üretimin 860 TWh’ye çıkması bekleniyor ancak toplam payı %15’e düşecek.
✅ Yenilenebilir enerji kaynakları aynı dönemde %45’ten %84’e yükselecek.
➡ Güneş enerjisi %9’dan %24’e, rüzgâr enerjisi ise %18’den %46’ya çıkacak.
🌍 Küresel trendler de benzer bir yönü işaret ediyor:
🔹 2010-2023 arasında nükleer enerjinin küresel elektrik üretimindeki payı %13’ten %9’a düştü.
🔹 2050’ye kadar üretimin iki katına çıkması beklense de, artan elektrik talebi nedeniyle toplam payı sabit kalacak.
🔹 Buna karşın, rapora göre tüm yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam üretimdeki payının %30’dan %83’e yükselmesi beklenirken, güneş enerjisinin %5’ten %40’a, rüzgâr enerjisinin ise %8’den %26’ya çıkacağı öngörülüyor.
⚡ Avrupa’nın yaklaşımı:
🔹 Almanya, 2023’te son nükleer santrallerini kapatarak nükleer çıkış sürecini tamamladı ve yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırıyor.
🔹 Fransa gibi bazı ülkeler ise nükleer enerjiyi destekleyen politikalar izlemeye devam ediyor.
🔹 Avrupa genelinde ise çoğu ülke, yenilenebilir enerji kapasitelerini artırmaya yönelik daha kapsamlı planlar oluşturuyor.
📢 Veriler gösteriyor ki, nükleer enerjideki artışa rağmen yenilenebilir enerji kaynakları enerji dönüşümünün temel itici gücü olmaya devam edecek. Avrupa’nın enerji politikaları bu dönüşüm ekseninde şekillenmeye devam ediyor.