Harriet Parker, Low Carbon şirketinin ESG ve Sürdürülebilirlik Direktörü, tasarlanmış güneş çiftliklerinin doğaya zarar vermek yerine, yerel flora ve fauna çeşitliliğini artırabileceğini savunuyor. Güneş çiftlikleri, panellerin tarım arazilerine yerleştirilmesinin biyolojik çeşitliliği artırma ihtiyacı ve doğayı koruma ile uyumsuz olduğuna inanan eleştirmenlerden artan bir inceleme altında. Ancak, Birleşik Krallık’taki güneş çiftliklerinin golf sahalarından daha az yer kapladığı gibi argümanlar kullanılarak endişeleri yatıştırmaya çalışılsa da, pozitif etki yaratmak için daha fazlasının yapılması gerekiyor. Yenilenebilir enerji kapasitesini artırmanın çevresel hedeflere ulaşma, enerji güvenliğini artırma ve yenilenebilir enerjinin ticari avantajlarından (şu anda en düşük maliyetli enerji üretim şekli olarak) yararlanma ihtiyacı yaygın olarak tanınmakta ancak doğa için inandırıcı bir plana da ihtiyaç duyulmaktadır.
Güneş çiftliği geliştiricileri, önceden uygulanan çözümlerin (güneş çiftliği kenarlarına bitki dikilmesi gibi) ötesine geçen ve güneş sitelerinin tasarımının biyolojik çeşitliliği aktif olarak artırma şeklinde kullanılabilmesine yönelik yenilikler sürdürüyor. Bu doğrultuda, Low Carbon, doğayla olan etkileşimleri daha iyi anlamak için Lancaster Üniversitesi ile yapay zeka ve gelişmiş akustik izleme kullanarak bir araştırma yapmış, bu çalışma polinatör aktivitesini sürekli izlemekte, elde edilen verilerle İngiltere’nin Biyolojik Çeşitlilik Net Kazanç (BNG) çerçevesi gibi biyolojik çeşitlilik politikalarını bilgilendirmektedir. Örneğin, güneş sitelerinin planlamasına yabani çiçekli çayırlar, çitler ve habitat koridorları dahil etmek, polinatörler ve diğer vahşi yaşam için güvenli sığınaklar yaratarak yerel toplulukları ve planlamacıları güneş sitelerinin yerel çevreleri koruyacağı konusunda güvence altına almaktadır.
Kaynak: https://knowledge.energyinst.org/new-energy-world/article?id=139492