İkinci Yaşam Bataryaları: Fırsatlar ve Engeller

Lityum iyon (Li-ion) bataryaların büyük çoğunluğu elektrikli araçları (EV) beslemek için üretilmektedir ve bu bataryalar genellikle 5-8 yıl sonra sabit enerji depolama uygulamalarında kullanılabilir hale gelmektedir. 2023’te elektrikli araçlar, Li-ion batarya talebinin %80’ini oluşturmuştur. Batarya maliyetleri, güneş enerjisi sektöründe görülen hızlı fiyat düşüşleriyle paralel bir şekilde azalmaktadır. Bu maliyet azalmaları, üretim teknolojilerindeki gelişmeler, ölçek ekonomileri ve batarya kimyalarında meydana gelen değişiklikler sayesinde gerçekleşmiştir. Güneş PV sistemlerinin artan kullanımı, Li-ion bataryaların kısa süreli enerji depolama gereksinimini artırmıştır. Ayrıca, ikinci yaşam bataryaları, ilk uygulamaları tamamlanmış ancak hala işlevsellik ve kapasiteye sahip bataryaların yeniden kullanılması olanaklarını sunmaktadır.

İkinci yaşam bataryalarının piyasasına yönelik teşvikler, sürdürülebilir enerji depolama politikaları ve döngüsel ekonomi anlayışlarıyla desteklenmektedir. Avrupa Birliği’nin Batarya Pasaportu olarak adlandırılan dijital kayıt sistemi, bataryaların yaşam döngülerini izlemeye yardımcı olacaktır ve bu sistemin 2027’de belirli batarya türleri için zorunlu hale gelmesi beklenmektedir. 2023’te yürürlüğe giren AB Batarya Yönetmeliği, şeffaflığı artırmayı, geri dönüşümü teşvik etmeyi ve tüketici güvenini sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Ancak, bataryaların ikinci yaşam süreçlerinde yaşanan en büyük engellerden biri, birinci yaşam batarya sahipleri ile ikinci yaşam alıcıları arasında oluşan fiyat farklarıdır. Doğru politikalarla bu engellerin aşılması ve bataryaların yeniden kullanımı teşvik edilmelidir.