Yeni yayımlanan bir araştırmaya göre, dünya genelinde plastik geri dönüşüm oranı yalnızca %9 seviyesinde kalmaya devam ediyor. Çin’in Tsinghua Üniversitesi’nden bilim insanlarının yürüttüğü çalışma, geri dönüşüm oranlarında neredeyse hiçbir ilerleme kaydedilmediğini, buna karşın plastik üretiminin hızla arttığını ortaya koyuyor.
Araştırmacılar, plastik üretiminin 1950’de 2 milyon ton iken 2022 yılında 400 milyon tona ulaştığını ve bu artışın çevre ve insan sağlığı üzerinde ciddi etkiler yarattığını vurguluyor. Aynı zamanda plastik üretiminin hâlâ büyük ölçüde petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara dayalı olduğunu belirtiyorlar. Bu durum, iklim değişikliğiyle mücadelede atılan küresel adımları tehlikeye atıyor.
Raporda, dünya genelinde plastik atıkların %34’ünün yakıldığı, %40’ının ise çöp sahalarına gönderildiği bilgisi yer alırken, yalnızca %9’unun geri dönüştürülebildiği ifade ediliyor. Japonya, Avrupa Birliği ve Çin, en yüksek plastik yakma oranlarına sahip ülkeler arasında bulunuyor. Araştırmaya göre, plastiklerin geri dönüştürülmemesindeki başlıca nedenlerden biri, yeni plastik üretmenin ekonomik açıdan daha ucuz olması. Bu durum, geri dönüşüm altyapısına yapılan yatırımları engelliyor ve düşük oranların sürmesine neden oluyor.
Araştırma, plastiklerin üretimden bertarafa kadar olan tüm süreçlerini kapsayan kapsamlı bir analiz içeriyor. 2022 yılında küresel plastik ticareti 426,7 milyon tona ulaştı; bunun 111 milyon tonu nihai ürünlerden oluştu. Araştırmacılar, plastik tedarik zincirinin karmaşıklığına dikkat çekerek, bu zincirin çoğunlukla fosil yakıt kaynakları açısından zengin ülkelerde yoğunlaştığını ve küresel ticaretin gelir eşitsizliklerini yeniden şekillendirdiğini belirtiyor.
Raporda ayrıca, özellikle Afrika gibi gelişmekte olan bölgelerde gayri resmi plastik geri dönüşümünün atık yönetiminde önemli bir rol oynadığı, fakat bu uygulamaların çoğunlukla sağlıksız ve güvencesiz koşullarda gerçekleştiği kaydediliyor. Bu tarz geri dönüşüm faaliyetleri, milyonlarca kişiye geçim kaynağı sağlasa da çalışanları toksik kimyasallara maruz bırakıyor ve çevre kirliliğine neden olabiliyor.
Son olarak, plastik geri dönüşümünün önündeki engeller arasında malzeme içeriğindeki katkı maddelerinin karmaşıklığı ve ürün etiketlerinin ayrıştırmayı zorlaştırması da yer alıyor. Araştırmacılar, plastik sorununun çözümünün yalnızca geri dönüşüm değil; üretim, tüketim ve atık yönetimi dahil olmak üzere tüm tedarik zincirinde köklü değişiklikler yapılmasını gerektirdiğini vurguluyor.
Söz konusu çalışma, Communications Earth & Environment dergisinde yayımlandı ve küresel plastik anlaşması müzakerelerinin yeniden başlayacağı Ağustos ayı öncesinde dikkat çekici bulgular ortaya koydu.