Küresel ölçekte yenilenebilir enerji yatırımlarının ivme kazanması, enerji sistemlerinin daha esnek, güvenilir ve sürdürülebilir şekilde tasarlanmasını zorunlu hâle getirmiştir. Bu dönüşüm sürecinde enerji depolama sistemleri; yalnızca şebeke kararlılığının sağlanması açısından değil, aynı zamanda değişken üretim profiline sahip yenilenebilir enerji kaynaklarının sistem entegrasyonu bağlamında da kritik bir rol üstlenmektedir. Depolama teknolojileri, arz-talep dengesinin dinamik biçimde yönetilmesine olanak tanıyarak, enerji piyasalarının istikrarı ve esnekliğinin artırılmasında vazgeçilmez bir yapı taşı hâline gelmiştir.
Türkiye, bu küresel eğilime paralel olarak enerji depolama teknolojilerini hızla benimsemekte; hem düzenleyici çerçeve hem de yatırım ortamı bakımından önemli adımlar atmaktadır. Elektrik üretiminde yenilenebilir payının artırılması, dağıtık üretim altyapısının güçlendirilmesi ve sistem işletiminde çevik çözümlerin devreye alınması hedefleri doğrultusunda, enerji depolama sistemleri ülkemizin enerji dönüşüm stratejisinin temel bileşenlerinden biri hâline gelmiştir.
Bu rapor, Türkiye’nin enerji depolama sistemlerine ilişkin gelişimini çok boyutlu biçimde ele almakta; mevzuat yapısından teknolojik altyapıya, özel sektör yatırımlarından ulusal hedeflere kadar uzanan kapsamlı bir analiz sunmaktadır. Aynı zamanda enerji piyasası aktörleri için düzenleyici eğilimleri, teknolojik yönelimleri ve yatırım fırsatlarını görünür kılmayı amaçlamaktadır.
Çalışma kapsamında ilk kez, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından Haziran 2025 itibarıyla verilen Önlisans başvurularının coğrafi dağılımını gösteren Türkiye Enerji Depolama Önlisans Haritası kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Bu harita, yatırımcılar, politika yapıcılar ve sistem planlayıcılar açısından yol gösterici bir referans niteliğindedir.
Raporda ayrıca, enerji depolama ekosisteminde faaliyet gösteren paydaşların örnek uygulamaları, teknoloji çeşitliliği ve stratejik iş birlikleri detaylı biçimde analiz edilmiştir. Türkiye’nin 2030 ve 2035 yılları için belirlediği batarya tabanlı kapasite hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlayacak gelişmeler de öngörülerle birlikte değerlendirilmiştir. Bu bağlamda rapor, yalnızca bugünü betimlemekle kalmamakta; Türkiye’nin enerji sisteminde depolama ekseninde inşa edeceği geleceğin temel yapı taşlarını da ortaya koymaktadır.