Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) yayımladığı son rapora göre, küresel yenilenebilir enerji kurulu kapasitesi 2020-2024 yılları arasında %58,1 oranında artarak 4.448 gigavata ulaştı. Bu büyüme, dünya genelinde temiz enerji kaynaklarına olan yönelimin arttığını ve sürdürülebilir enerji dönüşümünün hız kazandığını gösteriyor.
Rapora göre, yenilenebilir enerji kaynakları arasında en büyük artış güneş enerjisi santrallerinde (GES) yaşandı. 2020 yılında 724 gigavat olan güneş enerjisi kurulu gücü, %157,6 artışla 1.865 gigavata yükseldi. GES’lerin bu hızlı yükselişi, fotovoltaik teknolojilerdeki gelişmeler, maliyet düşüşleri ve devlet teşviklerinin artışıyla doğrudan bağlantılı olarak değerlendiriliyor.
Büyümede Öne Çıkan Faktörler
Teknolojik Gelişmeler: Güneş panellerinin verimliliğinin artması ve üretim maliyetlerinin düşmesi, güneş enerjisinin daha cazip hale gelmesini sağladı.
Politika ve Teşvikler: Küresel çapta hükümetler, yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik eden politikalar geliştirdi. Avrupa Birliği, ABD ve Çin gibi büyük ekonomiler, karbon nötr hedefleri doğrultusunda yenilenebilir enerjiye yönelik yatırımları artırdı.
İklim Değişikliği ile Mücadele: Karbon emisyonlarını azaltma hedefleri, fosil yakıt bağımlılığını azaltarak yenilenebilir enerjinin önünü açtı.
Yenilenebilir Enerjinin Küresel Enerji Piyasasındaki Rolü
Yenilenebilir enerji kaynaklarındaki bu büyüme, küresel enerji arzında sürdürülebilirliğin sağlanmasında kritik bir rol oynuyor. Özellikle güneş ve rüzgar enerjisi gibi kaynakların artan kapasitesi, fosil yakıtların yerine geçerek enerji güvenliğini artırıyor. IRENA raporuna göre, önümüzdeki yıllarda bu büyüme trendinin devam etmesi bekleniyor ve küresel enerji piyasasında yenilenebilir kaynakların payının daha da artacağı öngörülüyor.
Sonuç
Yenilenebilir enerji, küresel enerji dönüşümünde giderek daha önemli bir konuma geliyor. Hızla büyüyen GES kapasitesi, sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşmada kilit bir rol oynuyor. Önümüzdeki yıllarda temiz enerji yatırımlarının artarak devam etmesi, karbon emisyonlarının azaltılması ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması açısından büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.