Artan elektrik talebine cevap olarak bazı şirketler, çözümü dünyanın dışında arıyor. Yenilenebilir enerji sektöründe devrim yapmayı hedefleyen birkaç startup ve küçük şirket, dünyanın en büyük uçağını inşa ederek daha büyük rüzgar türbinlerini taşımayı ve dünya dışı bir uzayda güneş paneli array’i kurarak dünyaya elektrik sağlamayı planlıyor. Bu tür projeler ilk bakışta hayal ürünü gibi görünse de, önümüzdeki beş yıl içinde hayata geçme ihtimali bulunuyor. Özellikle, rüzgar türbini geliştiricileri için, uzun türbin kanatlarını kırsal alanlara kamyon veya trenle taşıma lojistiği büyük bir sorun teşkil ediyor. Colorado merkezli Radia tarafından geliştirilen özel bir jumbo uçağı, mevcut rüzgar türbinlerinden %50 daha uzun bir kanadı taşıyabilecek kapasitede olacak ve bu da rüzgar türbinlerinin kullanım alanını ve verimliliğini artıracak.
Birleşik Krallık merkezli Space Solar ise, robotların yardımıyla inşa edilecek bir uzay güneş paneli array’i üzerinde çalışıyor ve düşük frekanslı radyo dalgalarıyla dünya geneline elektrik sağlamayı planlıyor. Günümüzde uzayda güneş enerjisi kullanımı, geliştirilmiş teknoloji ve uzaya çıkarma maliyetlerinin dramatik bir şekilde azalmasıyla ekonomik olarak mümkün hale gelmiştir. Radia gibi, Space Solar da bu on yılın sonuna kadar faaliyete geçmeyi hedefliyor. Bu projelerin başarılı olması halinde, dünyanın en ücra bölgelerine bile güvenilir, düşük karbonlu ve bol miktarda enerji sağlanabilecek. Ancak, bu teknolojilerin vaat ettikleri performansı uygun maliyetle sağlayıp gerekli tüm onayları alabilmesi, aynı zamanda topluluk muhalefetini aşması gerekiyor.